Okuyacağınız bu metin, ülkemiz ve dünya için 21.Yüzyılın gerektirdiği sosyo-kültürel ihtiyaçlar dikkate alınarak hazırlanmış ve istişare neticesinde siz değerli kardeşlerimize sunulmasının faydalı olacağı kanaatine varılmıştır. Metnin ayrıntılı şekilde incelenerek ve zaman zaman yeniden gözden geçirerek,çalışmalarımıza burada belirtilen hassasiyetler doğrultusunda yön verilmesi gerekmektedir.
Sosyal çalışmalarımızda bundan böyle dikkat edilmesi gereken ilkeler ve öncelikler hakkında bir çerçeve niteliği taşıyan ekteki metni dikkatlerinize sunar,hayırlara vesile olmasını temenni ederiz.
1- HUKUKİLİK
1.1 – Sosyal çalışmalarımız, tamamen hukuki zeminlerde, insaf ve adalet ölçüleri esas alınarak yürütülmelidir. Sosyal kuruluşlarımız, hukuki altyapılarını en ince ayrıntısına kadar gözden geçirerek eksikliklerini tamamlamalıdırlar.
1.2- Sosyal kuruluşların olmadığı yerlerde, ihtiyaç ve imkanlar dikkate alınarak kurumsallaşma yolları aranmalıdır. Kurumların oluşma aşamasında veya kurumsallaşma için yeterli imkanların bulunmadığı durumlarda, mevzuatın fertlere, gruplara (tertip heyetleri, platformlar ..vb.) tanıdığı haklar kullanılarak, topluma hizmetten geri durulmamalıdır.
1.3-Toplum hizmetine yönelik her kuruluş ve heyette mutlaka hukukçu bir üye bulunmalıdır. Bu bize yapılacak işlerin daha karar aşamasında hukuki zemine oturması avantajını sağlayacaktır.
2- İLETİŞİM
2.1- Hangi yaş, meslek ya da gelir grubundan olursak olalım, çağdaş teknolojilerin sağladığı iletişim araçlarını en geniş ve en ileri seviyede kullanmak için kararlı ve donanımlı olmalıyız.
2.2- İnternet, çağdaş iletişim teknolojilerinin en önemlisidir. İnternet sayesinde çevremizde,ülkemizde ve dünyada olan bitenlerden daha hızlı haberdar olma, gelişmeleri yakından takip etme ve almamız gereken tavır konusunda daha hazırlıklı olma imkanı kazanabiliriz.
2.3- İnternetten en üst düzeyde yararlanmakla beraber, temel ve yaygın iletişim araçlarından biri olarak radyomuzun yaygınlık ve etkinliğini artırma gayretimiz devam etmelidir.
2.4- Haftalık sohbetlerimiz, hatimlerimiz, aile ziyaretlerimiz, Cuma, bayram ve kandillerde tebrikleşmelerimiz, keder ve mutlulukları paylaşma çabalarımız bütün sıcaklığı ile sürmelidir.
2.5- Kurumlar arası iletişimi de en sıhhatli şekilde sağlamak ve sürdürmek, gerek istişare, gerekse iş ve güç birliği açısından son derece önemli bir husustur.
3- İYİ YETİŞMİŞ İNSANLAR OLMAK
3.1- Hayatın beşikten mezara kadar öğrenme, gelişme, yetişme ve olgunlaşma süreci olduğu dikkate alınarak; birey, grup ve toplum olarak gelişimimize katkı sağlayacak bilgi ve hikmete kapı açan faaliyetlere öncelik verilmelidir.
3.2- İyi yetişmiş insanlar olarak:
a- Gaye ve vasıta ayırımını çok iyi yapmalıyız.
Sosyal çalışmalarda gaye; ”Hak için halka hizmet ” olmalıdır. Vasıtalar asla gaye olmamalı, gayeye giden yolda bizi oyalamamalıdır. Her ne sebeple olursa olsun, bir vasıta bizi gayeye götürmüyorsa, hemen yeni araçlar bulunmalıdır.
b-Vakıf insanlar olmalıyız.
Geçmiş dönemde vakıflarımız, ülke sathına yayılan şubeleriyle çok güzel hizmetler ürettiler, çok sayıda insan yetiştirdiler. Bugün artık vakıflar yaygın olmasa da yetişmiş insanlarımız var. O halde bizim insanımız; kaynak, zaman, mekan, prosedür kısıtlamalarından uzak ”vakıf insanlar” olmalıdır.
c-Yük olmamalı, yük almalıyız.
Bugün ülkemiz ve insanımız; maddi, manevi, sosyal, kültürel açıdan çok ağır sorunlar altında ezilmektedir. ”İyi yetişmiş, vakıf insanlar” ülkeye ve topluma yük olmazlar. Ülkenin ve toplumun yükünü alırlar, ağır yükü hafifletecek fikri, sosyal, kültürel, ekonomik çalışmalar yaparlar.
d-Sorunun değil, çözümün bir parçası olmalıyız.
Şahsi, mahalli ve toplumsal sorunlarda, sorunun bir parçası olmaktan çıkıp, tamamen çözüme yönelik, olumlu, ılımlı, insaflı ve yapıcı bir tavır sergilemeliyiz. Olası sorunları yerinde ve zamanında çözmeye gayret etmeli; bu mümkün olmazsa; istişari ve idari kademeleri gözeterek çözüm aramalıyız.
3.3- Okuma, hızlı okuma, yazma alışkanlıklarımızı geliştirme, bilgisayar, yabancı dil ve temel dini ilimleri öğrenme; halkla ilişkiler, hitabet, güzel sanatlar alanlarında; her seviyede ve sürekli çaba harcamalıyız.
3.4- Yukarıda belirtilen alanlarda topluma öncülük edecek insanlar olmalı, insanlar yetiştirmeliyiz. Yetişmiş insanları kazanmalıyız. Kazandığımız, yetiştirdiğimiz insanları birikim ve yeteneklerine uygun çalışmalarda değerlendirmeliyiz.
3.6-Kişisel gelişim/Nitelikli insan gücü
Bir topluluğun gücü, bünyesindeki fertlerin/bireylerin üstün nitelikli, iyi eğitimli, kendini yetiştirmiş ve sürekli geliştiren kişiler olmalarıyla orantılıdır. Bu kişiler, iş hayatları ve sosyal çevrelerinde saygı uyandırır, topluma örnek teşkil ederler. Ürettikleri hizmetler de nitelikli ve etkili olur. Bu bağlamda gerek kişisel gayretler, gerekse çeşitli eğitim organizasyonlarıyla ”Kişisel Gelişim” süreçleri sabır ve ciddiyetle yürütülmelidir.
4- SAĞLAM, SAHİH KAYNAKLARA UYGUNLUK
4.1-Bilgilerimizi, inançlarımızı, amellerimizi, düşünce, duygu ve kanaatlerimizi, davranışlarımızı, fikri ve ruhi yapımızı sağlam, sahih, ana kaynaklara uygun hale getirmeliyiz. Bu amaçla kendimizi sürekli sorgulamalıyız. Bilgi dağarcığımızı delillerle, ilmi dayanaklarla zenginleştirmeliyiz. Her türlü hurafelerden, bid’atlerden, yozlaşmış geleneklerden ve çağdaş yanılgılardan /fitnelerden uzak durmalıyız.
4.2- Kur’an-ı Kerim meal ve tefsirleri, hadis külliyatları, fıkıh ve ilmihal kitaplarıyla, alimlerimizin, hocalarımızın bütün bu kaynakları özümseyen eserlerini düzenli şekilde okumak ve dersler çıkararak hayatımıza aksettirmek; bireysel ve grup çalışmalarımızın en önemli ve öncelikli gündemi olmalıdır.
4.3- Böylece, sloganik düşünce ve söylem tarzından uzak, derinlikli bir düşünce bütünlüğü kazanılacaktır.
5- SİSTEMLİ ÇALIŞMAK
5.1- Her alanda olduğu gibi sosyal faaliyetlerimizde de sonuç alabilmek için sistemli çalışmalıyız.
5.2- Özenle seçilmiş, düzenli toplanan ve iyi çalışan bir istişare heyeti, bu sistemin temelini
teşkil etmelidir.
5.3- Heyetin grubu temsil ehliyetine sahip ve grupla uyumlu olabilmesi çok önemli olduğun-dan, heyet teşkilinde grubun tamamının görüşü alınmalıdır.
5.4- Heyet ilmi, hukuki, sosyal, kültürel açıdan yeterliliğe ve mümkün olduğunca mesleki çeşitliliğe sahip olmalıdır.
5.5- Dönemsel başkanlık uygulaması yapılarak, heyet mensupları, başkanın gölgesinde pasif birer üye olmaktan çıkıp potansiyel bir başkan ve lider olarak karar alma sürecine katılmalıdır.
5.6- Sistemli olmanın diğer basamakları:
a- Envanter ve muhasebe
Daha çok maddi kazanç amaçlı kuruluş ve işletmelerde kullanılan ”envanter” ve ”muhasebe” kavramlarını, “kâr amaçlı” olmayan kişisel ve kurumsal faaliyetlerimize de kazandırmak durumundayız. Gönüllü çalışmalarımızın başarısı için; mevcut kaynakların tespiti ve en verimli şekilde çalışmalara yönlendirilmesi, ihmal edilmemesi gereken bir husustur.
b- Heyet içi uyum ve ortak akıl
Danışma/istişare heyetlerinde doğal olarak farklı görüşler, tavırlar ve anlayışlar ortaya çıkacaktır. Heyet üyeleri bunları uyumsuzluk değil, değerlendirilmesi gereken birer zenginlik olarak ele almalıdır. Ana gaye ve temel esaslar gözetilerek olgunlukla yapılacak müzakereler, kısa zamanda heyet içi uyum ve ortak aklı sağlayacaktır.
c- Dikey ve yatay iletişimin sağlanması
d- Hizmet çeşitliliği-komisyonlar
Az sayıda kişinin pek çok hizmeti yüklenmesi kadar, pek çok kişinin birkaç hizmetle oyalanması da sağlıklı bir uygulama değildir. İhtiyaçlar nispetinde hizmetleri çeşitlendirmek ve
Sahiplendirmek esas ilke olmalıdır. Sosyal kuruluşlar, kuruluşların bünyesinde ya da ayrıca oluşturulacak komisyonlar bu ilkenin uygulanması için iyi bir araçtır. Yukarıda atıfta bulunulan (5-a) envanter çalışmasıyla ortaya çıkacak insan kaynakları, bilgi, beceri ve birikimleri dikkate alınarak bu komisyonlara yönlendirilmelidir.
e- İlçe, belde ve köy programları
Sosyal çalışmalar genelde büyük şehirlerin merkezlerinde, nokta faaliyetleri olarak sınırlı kalırlar. Oysa bu faaliyetlerin şehir merkezinden varoşlara, ilçe, belde ve köylere kadar yayılması gereklidir. Her sosyal çalışma biriminin bir şehir, ilçe, belde ve köy programı olmalıdır.
f- Kalite, verimlilik, estetik ve bilimsellik
Bireysel ve kurumsal çalışmalarımızda, düzenlenen küçük ya da büyük tüm etkinliklerimizde; sunulan hizmet, yayın, ürün, eser ve topluluğumuzu temsil eden tüm çalışmalarda verimlilik, sonuç alma, güzellik, bilimsellik gibi ölçütler (kriterler) gözetilmelidir.
g- Halka açılmak
Faaliyetlerimizin sadece belirli bir çevrenin katılımıyla yürütülmesi zamanla verimsizleşmeye ve kısır döngüye yol açar. Hizmetlerimiz geniş kitlelere seslenmeli, her geçen gün daha da genişleyen halkalarla yeni kardeşler ve dostlar kazanılmalıdır.
h- Değişimi yakalama /Çağa uygun yaklaşım
Tutuculuk, taassup ve atalete kapılmadan, çağdaş gelişmeler ve yeniliklerden inanç esaslarımız çerçevesinde yararlanılmalı; bilimsel gelişmeler izlenmeli; çeşitli alanlardaki yeniliklere uyum sağlanmalı ve toplumun gerisinde kalınmamalı; aksine her alanda bir adım önde yürünmelidir.
i- Dengeli, ölçülü olmak
Bizim anlayışımızda; orta yolu izlemek, aşırılıklardan uzak olmak, tüm yaşantımızda dengeli ve ölçülü olmak esastır. Doğal olarak hizmet ve faaliyet tarzımız, toplumsal gelişmeler karşısındaki tavırlarımız da bu çizgidedir. Kararlarımızda aşırı duygusallık, heyecan, kışkırtılma (tahrik, provokasyon) ya da küçük hesaplar değil; akıl ve mantık, tarihsel tecrübeler, bilimsel veriler, soğukkanlılık, olgunluk, istişare, edep ve saygı, sevgi ve merhamet, uzun vadeli ve ulvî gayeler esastır.
Kaynak : http://www.zinde.info/hakkinda/